Türkiye ve Suriye Depremine müdahale için temel hususlar

24 February 2023

Müdahaleyi Türkiye ve Suriye'de gerçekleştiriyorsanız, önceki müdahalelerden yararlı bulduğunuz konuyla en alakalı dersler nelerdir? Bu kapsamda nakit ve kupon yardımı yaparken nelere dikkat etmelisiniz? Bu ve diğer felaketlerin ardından altyapıyı yeniden inşa ederken çevresel sürdürülebilirlik neden önemlidir? Ve uzun süren bir mülteci krizinde programlama ve insani ilkelerin uygulanması konusunda mevcut krizden hangi yeni dersler çıkarılabilir? 

ALNAP'ın depremler hakkındaki 2018 dersleri sentezinin başyazarı Helene Juillard ile Türkiye ve Suriye'deki müdahale ekipleri için çıkarılacak temel derslerle ilgili konuştuk ve ALNAP ders makaleleri araştırma lideri Jen Doherty'e mevcut müdahale için öğrenme öncelikleri hakkındaki düşüncelerini sorduk. 


Helene, ulusal ve uluslararası aktörler, bu ilk aşamaların çok kritik olduğunu bildiklerinden, ellerinden geldiğince çabuk müdahalede bulunmak için çok çalışıyorlar. Makalenizde tanımlanan 16 dersten hangilerinin bu ilk aşamada müdahaleye dahil olanların zihinlerinde ön planda olması gerektiğini düşünüyorsun, ve neden? 

16 dersin tümü, insani yardım uygulayıcılarının onlarca yıllık deneyimlerinden yararlandıkları için konuyla bağlantılıdır. Yine de, acil deprem müdahalesi için 3’ünü seçecek olsaydım, bunlar, şu dersler olurdu: 

Ders 1: Yerel ve ulusal aktörlerle geniş çapta ve hızlı bir şekilde bağlantı kurun – en çok etkilenen topluluklar ve yetkili makamlar bile bir depremden sonra belli bir düzeyde yeterliliğe sahiptir. 
Ders 8: Enkazı yığmak için boş alanların yerini tespit edin
Ders 9: Karmaşık arazi kullanım hakkının yanı sıra kayıp veya erişilemeyen belgeler ile ilgili sorunlar öngörülmelidir 

Ders 1: Yerel ve ulusal aktörlerle geniş çapta ve hızlı bir şekilde bağlantı kurun – en çok etkilenen topluluklar ve yetkili makamlar bile bir depremden sonra belli bir düzeyde yeterliliğe sahiptir. 

Deprem sonrasında (her krizde olduğu gibi) bölgedeki hanehalklarının ve yetkililerin çaresiz kaldığı yaygın bir yanılgıdır. Tabii ki, bazı kişiler şoka girmiş olacaklardır, ancak bir krizin vurduğu yerin hemen yakınında yaşayanlar ilk müdahaleyi yapanlardır. Örneğin, Sivil Toplum Kuruluşları (STK'lar) 2010'da Haiti depreminden sonra ve 2007'de Peru'da öncü rol üstlendi. Bu ders, yakın tarihli bir radyo programında MSF’nin (Sınır Tanımayan Doktorlar) eski Başkanı Rony Brauman tarafından vurgulandı.  

2018'de depremlerle ilgili ders raporlarımızın yayınlanmasından bu yana, yerel ve ulusal kapasitenin kendi sınırları içinde afetlere müdahale etme kapasitesinin sürekli olarak yetersiz desteklendiği ve yetersiz kullanıldığı daha da netlik kazandı. Türkiye'de COVID-19 salgını sırasında Suriye’de iç savaş nedeniyle meydana gelen erişim sorunları sebebiyle uluslararası aktörlerin yardımcı olamadığı durumlarda, yardım programlarının uygulanmasına öncülük etme siciline sahip güçlü sivil toplum aktörlerinin bulunduğu Türkiye ve Suriye'deki yerel aktörleri görmezden gelmek için çok az bahane bulunacaktır. 

Ulusal ve uluslararası insani yardım kuruluşları, yerel STK ve yerel yönetim aktörleriyle geniş çapta ve hızlı bir şekilde bağlantı kurmalıdır. Zamanın az olduğu ve müdahale etme aciliyetinin bulunduğu durumlarda bile şunları dikkate alın:  

  • desteği yerel aktörlere mümkün olan en kısa sürede yönlendirmenin yollarını bulmak ve İnsani Müdahale Planında öncelikleri belirlemek için yerel aktörlerle birlikte çalışmak 
  • örneğin; yerel dillerde çalışarak koordinasyonu yerel aktörler için mümkün olduğunca erişilebilir hale getirmek. 
  • mevcut yerel bilgi üzerine inşa etmek. Depreme eğilimli bölgelerde, uluslararası müdahalenin genel müdahaleyi iyileştirmek için kullanabileceği, yüksek düzeyde bağlamsallaştırılmış bilgi zenginliği mevcuttur.  

başa dönüş

Ders 8: Enkazı yığmak için boş alanların yerini tespit edin 

Enkaz yönetimi, bir depremden sonra büyük bir zorluktur. Depremler, binaları ve diğer altyapıyı yok ettiğinde önemli miktarda enkaz ve moloz oluşturur. Bu, özellikle Gaziantep, Ekinözü gibi kentsel alanlarda ve depremin vurduğu Türkiye ve Suriye’deki birçok şehirde geçerlidir.  

Yapılacak en acil eylemlerden biri, kritik yolları ve kurtarma alanlarını erişilebilir hale getirmek için enkazı temizlemektir. Bu, molozların geçici olarak depolanabileceği boş alanların belirlenmesini gerektirir. 

Kullanılabilir boş alan konusunun dışında, enkaz yönetimini kimin yürüttüğü sorusu dikkatle ele alınmalıdır. Emek Karşılığı Nakit Destek veya Emek Karşılığı Yemek kullanımı iyi bir fikir gibi görünebilir, ancak bu tür programlarla ilişkili göz ardı edilemeyecek önemli riskler ve sorunlar mevcuttur. Enkazın temizlenmesi için uzman olmayan işgücünün kullanılması, bireyleri güvenlik risklerine maruz bırakabilir, bir hanehalkının iş gücünün bir kısmını ortadan kaldırabilir ve daha geleneksel karşılıklı yardımlaşma biçimlerini aksatabilir. Nakit kullanımı söz konusu olduğunda, koşulu (yani işi), destekten (yani nakit paradan) ayırmak düşünülebilir.  

başa dönüş

Ders 9: Karmaşık arazi kullanım hakkının yanı sıra kayıp veya erişilemeyen belgeler ile ilgili sorunlar öngörülmelidir 

Bu, müdahalenin ilk aşamasının bir parçası olarak yapılacak en acil şey gibi görünmese de, insani yardım müdahalelerinde önemi giderek artan bir konu haline gelmiştir.  

Depremden etkilenen halk, genellikle kimlik belgelerini veya tapularını kaybetmişlerdir ya da bu belgelere artık erişemez durumdadırlar. Devlet yardımına veya insani yardıma erişim için bir çeşit kimlik belgesi genellikle gerekli bir koşuldur. Nepal’den bir örnek, ankete katılan depremden etkilenmiş kadınların yaklaşık %50'sinin artık vatandaşlık belgelerinin, %25’inin ise mülkiyet belgelerinin olmadığını ortaya çıkardı. Finansal hizmet sağlayıcıları, işlemleri gerçekleştirmeden önce kimlik kontrolü yapmak zorunda olabileceğinden, bu durum özellikle nakit yardımı alırken geçerlidir. 

Arazi kullanım hakkı ve tapular bir diğer önemli husustur. Ulusal arazi kullanım hakkı yasaları, uluslararası kuruluşlara yabancı olabilir ve/veya kullanımları zor olabilir. Gayri resmi mülkiyet oluşturmak ve kayıtların olmadığı bir ortamda faaliyet göstermek, yerel yönetim kuruluşlarının yeniden inşa çalışmalarının başlaması için izin vermesini veya ev sahipleriyle müzakereci olarak hareket etmesini gerektirebilir. Bu, oldukça uzun zaman alabilir. Zaman da özellikle aileler soğuk havalarda zor koşullarda yaşarken çok değerlidir. Ayrıca, insani yardım koordinasyon yapısı içinde bir konu olarak Barınma, Arazi ve Mülk (HLP - Housing, Land and Property) iki gruba veya sektöre ayrılır: koruma ve barınma - bu da bu konuların ele alınmasını zorlaştırabilir. Bu nedenle, bu konuları sürecin başlarında tartışmaya başlamak ve gerekli uzmanlığı sağlamak önemlidir

başa dönüş

Helene, 2018 tarihli dersler makalesi, nakit yardımından bahsediyor ve o zamandan beri Key Aid, etkili nakit ve kupon yardımına (CVA) ve insani müdahalede piyasaya dayalı yaklaşımlara katkıda bulunan faktörleri anlamak için birçok çalışma yaptı - Şu anda CVA'yı kuran ve ödeme yapan ajanslar için bazı önemli çıkarımları özetleyebilir misin? 

Acil bir durumun ilk aşamasında öncelik, yardımın hızlı bir şekilde ulaştırılmasını ve CVA'nın kullanımı söz konusu olduğunda hızlı kayıt ve ödemeyi sağlamaktır. İnsani yardım aktörleri, CVA'nın sağlanmasına 'pişmanlık duyulmayan' bir yaklaşım benimseyerek, mümkün olan en kısa sürede minimum kimlik saptama gereklilikleri üzerinde anlaşmalıdır (yani gerçekten acil yardıma ihtiyacı olan kişileri geciktirip gözden kaçırmaktansa, hızlı hareket etmek ve daha düşük ihtiyaç düzeyindeki bazı insanlara CVA vermek daha iyidir). Bunu yaparken şunları göz önünde bulundurun:  

  • Etkilenen nüfusun dijital okuryazarlığı dikkate alındığında: örneğin, cep telefonu aracılığıyla kendi kendine kayıt bir seçenek olabilir mi? Ukrayna’daki müdahalede insani yardım kuruluşları, kendi kendine kayıt ve sosyal kayıtları kullanarak 4 aydan kısa bir süre içinde 2,5 milyondan fazla insanın kaydını gerçekleştirdi. 
  • “Neden nakit olmasın?” sorusunun yanı sıra “neden mevcut sosyal koruma programları ve kayıtları kullanılmıyor?” diye sormak. Örneğin, Türkiye'nin Bütünleşik Sosyal Yardım Hizmetleri Bilgi Sistemi
  • Para havaleleri için kanallar. İnsani yardım ve özellikle CVA, krizden etkilenen bölgelere yapılan finansal akışların sadece küçük bir kısmıdır. Havale göndermek için kullanılan kanallar nelerdir, bunlar acil nakit ulaştırmak için de kullanılabilir mi? 

Son olarak, yeni onaylanan Nakit Koordinasyon Modeli, umarım nakit koordinasyon yapısında daha fazla öngörülebilirlik getirerek, transfer değeri, yardımın tekilleştirilmesi ve krizden etkilenen hanehalklarına hesap verebilirliği sağlamanın yararlı bir yoluna ilişkin tartışmaları kolaylaştıracaktır.

Etkilenen topluluklarla iletişim hatlarını korumanın kritik olduğunu birçok krizden biliyoruz, ancak özellikle altyapı etkilendiğinde bu zorlayıcı olabilir - Müdahale ekipleri, hem destek sağlamak hem de istişare ve iletişim için etkilenen insanlara ulaşırken nelere dikkat etmelidir? 

2018 tarihli makalemiz, krizden etkilenen topluluklarla iletişim hatları kurma ve sürdürme konusunda önemli bir ders içeriyordu. 

Ders 3: Altyapı ve erişim zorluklarının, özellikle izole topluluklarda iletişimin önüne geçmesine izin vermeyin 

Bu dersi uygulamaya koymak 2018’de olduğundan daha kolay olabilir, özellikle de insani yardım kuruluşlarının, erişimin kısıtlı olduğu ortamlarda çalışmak için halihazırda sistemler ve süreçler geliştirdiği Suriye’de. Süregelen krizin bir sonucu olarak, insani yardım kuruluşları, Suriye'de erişim sağlamak veya sürdürmek için uzaktan yönetim ve teknolojilerin kullanımı da dahil olmak üzere çok çeşitli stratejiler geliştirdi. Bunlardan bazıları burada kataloglanmıştır.  

Suriye'nin dışında, dünyanın dört bir yanındaki insani yardım kuruluşları da COVID-19 salgını sırasında çalışma yöntemlerini değiştirdi. Bu değişimin bir parçası olarak, ilgili etik değerlere, zorluklara ve boşluklara daha fazla dikkat edilerek uzaktan izleme ve değerlendirmenin (İ&D) doğru yapılmasına dikkat çekildi. Sekiz temel alanda iyi uygulamalar belirlenmiştir: 

  1. Özellikle alışagelmiş olarak dışlanmış gruplara ulaşmak için uzaktan izleme ve değerlendirmeyi planlarken, genel durumun, dijital erişimin ve cihaz kullanım modellerinin doğru şekilde anlaşıldığından emin olun. 
  2. Gizlilik endişeleri nedeniyle çok hassas konularda veri toplamaktan kaçının ya da sınırlandırın ve izleme ve değerlendirme faaliyetinizin konusuyla ilgili olsun ya da olmasın, insanları mevcut kaynaklara veya yardıma yönlendirin. 
  3. Hemen giderilebilecek gereksinimlere ve mümkün derecede en az çıkarılabilir olacak şekilde hızla ele alınabilen geri bildirime ilişkin veri toplamaya odaklanın, bu, hesap verebilirlik için gereken veri miktarı konusunda bağışçılarla müzakere etmek anlamına gelebilir. 
  4. Yanlı veri potansiyelini, şu anda veriye sahip olmanın değeriyle karşılaştırın.
  5. İnsanların güvenliğini sağlamak için veri risk-yarar değerlendirmesi gerçekleştirin ve veri paylaşımı ve işleme anlaşmaları yapın. 
  6. Teknolojiye daha az erişimi olan kadınlar veya yaşlılar gibi uzaktan iletişimden dışlanabilecek kişilerin farkında olun ve girdi toplamak için mevcut topluluk temsil yapılarını geliştirin. 
  7. Topluluğun endişelerini anlamak için resmi olmayan bilgi ağlarını ve sosyal medyayı dikkate alarak sosyal dinlemeye katılın. 
  8. Yukarıdaki hususlar dikkate alındığında bile, krizden etkilenen topluluklarla uzaktan iletişimin mümkün olduğu kadar geçici olması gerektiğini unutmayın, çünkü etkilenen toplulukların çoğu uzaktan iletişim yerine doğrudan yüz yüze etkileşimi tercih etmektedir. 

Jen, bu krizin oldukça benzersiz yönleri olduğu açık: Suriye, on yılı aşkın bir süredir çatışmanın içinde ve halihazırda en büyük insani krizler listesinde yer alıyor, Türkiye ise Suriye'den gelen çok sayıda mülteci için ön plana çıkan bir ev sahibi konumunda. Sektörün bu krizin hangi yönlerinden ders çıkarması gerektiğini düşünüyorsun? 

2018'den bu yana, insani yardım sektörü hızla gelişti ve bu, muhtemelen makalede belirtilen derslerin bu deprem müdahalesine nasıl uygulanabileceğini şekillendirecektir. Hem 2018’de daha sınırlı veri içeren söz konusu makaleden çıkarılan dersler, hem de mülteci ve çatışma bağlamlarıyla özel olarak ilgisi olan yeni alanlar hakkında düşünebiliriz. 

Çevresel hususlar 

Bir önceki belgedeki derslerden, yeni öğrenme için en büyük potansiyele sahip alan şudur: 

Ders 4: Depremler 'yeniden daha yeşil inşa et' (‘build back greener’) girişimi için bir fırsat olarak kullanılmalıdır 

Bu ders, kulağa hayal gibi gelebilir ve insani yardım görevlileri, içinde bulunduğumuz bu dönemde anlaşılır bir şekilde hayat kurtarmaya odaklandığından, bir müdahalenin ilk aşamalarında kesişen konulara her zaman öncelik verilmemesi şaşırtıcı değildir. Bununla birlikte, müdahale ilk düzelme aşamasına geçmeye başladığında çevre dikkate alınması gereken önemli bir unsurdur. 

Tahribat ölçeği ve depremlerin çevre üzerindeki ciddi ikincil etkilerini göz önünde bulundurarak deprem müdahalelerine bakıldığında, çevre özellikle önemlidir. Örneğin, bir depremin ardından altyapının tahrip olması atmosferdeki ve sudaki kirlilik seviyelerini artırabilirken, yeniden yapılandırmada kullanılacak malzeme ve yöntemlerin seçimi yeni çevresel hasarlara neden olabilir. 

2018 tarihinde ALNAP, konuyla ilgili bir literatür eksikliği tespit etti ve bu da çevresel kaygıların nispeten düşük bir öncelik olmaya devam ettiğini gösterdi. Ancak 2018'den bu yana, çevresel sürdürülebilirliğe ve aynı zamanda iklim değişikliği felaketlerinin artan tehdidine ve sıklığına daha fazla odaklanılıyor. İnsani yardım görevlileri, yalnızca "daha çevreci" davranarak kirliliği azaltmak yerine, bu krizlere uyum sağlama ve bunlara hazırlıklı olma ihtiyacını giderek daha fazla fark ediyorlar.  

Bu depremde hasar gören veya yıkılan altyapının yeniden inşasında, insani yardım çalışanlarının bu bölgedeki altyapının hem gelecekteki depremlere hem de iklim tehditlerine nasıl dayanabileceğini düşünmesi önem arz edecektir. Bu altyapı çalışmalarında insani yardım çalışanları oyunculardan sadece biri olacaktır. Mevcut çalışma, gelecekte afetlerin insani etkilerini azaltmayı amaçlayan bu uzun vadeli endişeleri ele almak için insani yardım çalışanlarının yetkililer ve kalkınma aktörleri ile etkin bir şekilde çalışmaları gerektiğini göstermektedir. Pratik çalışmaların çoğu bu diğer aktörler tarafından yürütülebilir, ancak insani yardım çalışanları, bağlantı kurmada ve gelecekteki tehditlere yeterli dikkat gösterilmesini desteklemede rol oynayabilir. Çevresel sürdürülebilirliğin öneminin ve iklim değişikliği tehdidinin giderek daha fazla farkına varılan bir dünyada, bu müdahaleden en iyi uygulamayla ilgili daha fazla ders çıkacağını umuyorum. 

Türkiye ve Suriye'deki belirli sosyo-politik bağlamlar, 2018 raporundan çıkarılan derslerin ötesine bakmamızı ve bu müdahaleden öğrenilebilecek diğer alanları da dikkate almamızı gerektiriyor. Bu tür iki alan, uzun süren bir mülteci krizinde programlama ve insani ilkelerin uygulanması üzerinedir. 

Uzun süren mülteci krizi 

Türkiye'deki büyük ölçekli mülteci nüfusu göz önüne alındığında, insani yardım sistemi uzun yıllardır sürüncemeli yer değiştirmelere halihazırda müdahalede bulunuyor. Lübnan gibi diğer bağlamlarda, ev sahibi ülkenin koşullarının ülke vatandaşları için daha zorlayıcı hale geldiği durumlarda, ev sahibi halk ve mülteciler arasındaki sosyal uyumun zarar görebileceğini gözlemledik. Müdahale devam ederken, insani yardım görevlilerinin olumlu sosyal dinamikleri destekleyebilecek ve topluluklar arası gerilimleri alevlendirmekten kaçınabilecek yardım sağlamanın etkili yollarını anlamak faydalı olacaktır. 

Prensibe dayalı insani yardım 

İnsani yardım ilkelerinin uygulanması açısından, halihazırda çatışmalardan etkilenen Suriye’de erişimle ilgili zorluklar olduğunu görüyoruz. 2022 tarihli SOHS (State of the Humanitarian System - İnsani Yardım Sisteminin Durumu), sistemin küresel olarak insani yardıma ihtiyacı olan tüm insanlara tarafsız bir şekilde erişebilecek ilkeli bir müdahale yürütmenin zorlaştığını kaydetti. Bunun nedenleri, hem uluslararası politika, hem de bir müdahalenin ön cephesinde ilkeleri uygulama gerçeğiyle karşı karşıya kalan insani yardım personeline sağlanan sınırlı eğitim ve destektir. İnsani yardım çalışanlarının kritik insani ihtiyaç zamanında, siyasi olarak gergin ve bölünmüş bu ortamda nasıl faaliyet göstermeye çalıştıklarını gördüğümüz için Suriye'deki mevcut deprem krizinden önemli dersler çıkarılabilir. 

Türkiye ve Suriye'de müdahalede bulunan insani yardım görevlilerinin yer değiştirmelerde sosyal uyum ve çatışma ortamlarında insani ilkelerin uygulanması hakkında halihazırda bildiklerimize yeni bağlamsal bilgileri de ekleyerek, bu konularda edindikleri yeni bilgileri paylaşmaları önemli olacaktır.